İran’da Korona Krizi ve Halkın Mücahitleri Örgütü’nün İtirazları

12 Aralık 2020’de Çin’in Wuhan kentinden ortaya çıkan koronavirüsü kısa süre içinde tüm dünyaya yayıldı. Kuşku yok ki bu virüsten en fazla etkilenen ülkelerin başında İran gelmektedir. Zira ülkede korona virüsüne dair ilk vaka 18 Şubat tarihinde Kum’da ortaya çıkmış ve 2 kişi yaşamını yitirmiştir[1]. Söz konusu gelişmenin ardından ülke içindeki vaka ve ölü sayısı her geçen gün artış göstermiş ve nihayetinde vaka sayısı 71 bin 686, ölü sayısı ise 4 bin 474’ü bulmuştur. Buna bağlı olarak gerek dünya kamuoyu gerekse de rejim karşıtı muhalif gruplar Tahran yönetiminin süreci iyi yönetemediği ve gerekli önlemleri almadığı yönünde eleştirilerde bulunmuştur. Bu suçlamaları yönelten grupların başında ise merkezi Arnavutluk’ta bulunan Halkın Mücahitleri Örgütü (HMÖ) gelmektedir.
Halkın Mücahitleri Örgütü, yukarıda da belirtildiği üzere İran rejimine muhalif bir örgüt olup merkezi Arnavutluk’ta bulunmaktadır. 1966 yılında kurulan Mücahidin Örgütü modern İran tarihinin en uzun süreli örgütüdür. Bugün örgütün liderliğini ise Mesud Recevi’nin eski eşi Meryem Recevi yapmaktadır. Örgüt İran karşıtı grupların yanı sıra ABD, İsrail ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle iyi ilişkilere sahiptir.
Örgütün İran’daki Koronavirüsüne Dair İddiaları
İran’da meydana gelen toplumsal olaylarda, ekonomik ve siyasi krizlerde rejime dönük suçlamaları ile dikkati çeken HMÖ, koronavirüs sürecini de rejime karşı bir araç olarak kullanmaktadır. Örgüt lideri Recevi koronavirüsünün ülkeye ocak ayının sonlarında Çin’in Tahran Büyükelçiliği’nde çalışan personel tarafından geldiğini ifade etmiş ve bunu da resmî belgelerle kanıtladığını iddia etmiştir.[2] Bununla birlikte HMÖ lideri, rejimin kendi gücünü korumak ve 21 Şubat 2021 İran parlamento seçimlerine katılımı artırmak adına virüsün yayılmasını görmezden geldiğini ve bu belgeyi sümenaltı ettiğini de söylemiştir. Ayrıca böyle bir vakadan haberdar olup önlem almayan rejimi suçlamış ve ölenlerin mesuliyetini rejime yüklemiştir. Öte taraftan böyle bir belgenin varlığı İran açısından farklı tartışmaları beraberinde getirmektedir. Belgenin doğru olması halinde daha fazla vakanın olabileceğine dair iddialar güçlenebileceği gibi, böyle bir belgenin rejim karşıtı bir örgütün eline sızmış olması İran yönetimi açısından negatif bir tablonun ve içerideki çatlakların işaretidir. Şüphesiz böyle bir olayın gerçek olması rejimin ülke içindeki pozisyonunu zora sokacak yeni tartışmalara yol açabilir. Nitekim, son yıllarda yaşanan toplumsal hareketlere ek olarak 2020 yılında meydana gelen olaylar da göz önüne alındığında İran’da toplumsal ve ekonomik anlamda halkın daha fazla yıpranması ve sabrını taşırma aşamasına getirmesi anlamına gelebilir.
Öte yandan örgüt, İran’da her yaş grubundan ve meslek grubundan insanın hayatını kaybettiği vakalar konusunda, hükümeti şeffaf davranmamakla suçlamaktadır. Dahası, örgüt her gün kendi verileri doğrultusunda İran’daki vaka ve ölü sayısını resmi internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından eyalet eyalet ve şehir şehir paylaşmaktadır. Mevzu bahis verilere göre HMÖ, İran’da 238 şehirde 16 bin 800 kişinin koronavirüsünden hayatını kaybettiğini iddia etmektedir[3]. Bu kayıtları hastane raporlarına dayandıran örgüt, tüm sağlık sistemlerinin devrim rehberi Ayetullah Ali Hamaney’e bağlı olduğunu, onun da bu durumu örtbas ettiğini iddia etmektedir. Bunun yanı sıra dünyanın hastalığa çözüm yolları aradığını, rejimin ise ölüleri şeriata göre nasıl gömecekleri konusunda çözüm ürettiğini ve bununda tamamen fiyasko olduğunu iddia etmektedirler. Nitekim İran’ın gerek vaka gerekse ölü sayısı konusunda şeffaf davranmadığı dünya kamuoyu tarafından da eleştirilen bir meseledir. Diğer taraftan örgütün açıkladığı verilerin de tartışmalı olduğu değerlendirilmektedir. Zira bazı iddialara göre örgüt rejime karşı gerçekleştirdiği propaganda sürecinde farklı taktiklere başvurduğu için açıkladığı verilerin de tartışmalı bir boyutu olduğu ifade edilebilir. Dahası örgüt de kendi içindeki vakalar hususunda yeteri kadar şeffaf davranmamaktadır. HMÖ’nün şimdiye kadar kendi kampında bulunan vaka ve ölü sayısı ile ilgili herhangi bir açıklama ve veri paylaşmaması bu noktadaki tutumunu tartışmalı hale getirmektedir. Bazı İranlı kaynaklar ise 9 örgüt üyesinin enfekte olduğunu ve karantinaya alındığını yazmaktadır.
HMÖ, rejimin İran’daki birçok hastane, doktor ve tıbbi malzemeyi Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) tahsis ettiğini iddia ederek, halkı durumu protesto etmeye çağırmıştır. Bu bağlamda HMÖ, ülkedeki hastanelerin dolup taştığını ve hastaların yatacak yer bulamadığını ifade etmiştir. Ancak örgütün İran içinde tabanı zayıftır. Halkta ciddi bir karşılığı yoktur. Ekonomik ve toplumsal sıkıntılar yüzünden buhran geçiren İran halkının ise örgütün bu çağrısına kulak vermesi zor görünmektedir. Virüsün tüm ülkeye yayıldığı bir dönemde hükümet yeterli önlemleri almasa da halk zaruri olmadıkça evlerinden dışarı çıkmamaya dikkat etmektedir.
Diğer taraftan DMO’nun birçok bölgede gayrinizami olarak savaş halinde olduğu bilinmektedir. Zira DMO’nun Suriye iç savaşından beri zaman zaman sıcak çatışmalarda bulunması, Irak’ta Haşdi Şabi ile örtülü operasyonlarda bulunması ve buralara kaynak aktarımı dikkat çekmektedir. İran’ın bu çatışmalarda yer alması ise hem kaynak kullanımını artırmakta hem de özellikle salgın sonrasında bu bölgelere de tıbbi malzeme göndermesine neden olmaktadır. Bu yüzden rejimin DMO’ya hastane ve gerekli tıbbi malzeme desteği sağladığı olasılığı göz önüne alınırsa, bu tablonun İran’daki tartışmaları tırmandırmasına neden olabileceği ifade edilebilir. HMÖ de bu noktadaki iddiaları gündeme getirerek rejime sert eleştirilerde bulunmakta ve halkı protestoya çağırmaktadır.
Genel olarak HMÖ, koronavirüsü olayının toplumun her katmanını etkileyeceğini ifade etmektedir. Örgütün verilerine göre 63 milletvekili koronaya yakalanmış ve askeri kışlalardaki korona vaka sayıları artmıştır. Bu da askeriyedeki firar sayısının artışta olduğu iddialarını ortaya çıkarmıştır. Dahası bu süreçte İranlı bazı yöneticilerin de koronavirüse yakalandığı doğrulanmış; hatta bazı üst düzey yöneticilerin koronadan öldüğü basına yansımıştır.
Son tahlilde HMÖ, Tahran yönetimini salgın sürecindeki başarısız yönetimini hem ülke içinde hem de dünya kamuoyunda etkin bir şekilde kullanmış ve rejimin bu konuda kendi çıkarları doğrultusunda ihmalkar davranarak önlem almadığını ifade etmiştir. Rejimin halkın isteklerinden çok DMO’nun taleplerine öncelik verdiğini iddia eden örgüt, halkı protestolara davet etmektedir. Fakat çalışmada da belirtildiği üzere, koronavirüsün ülkedeki yayılma hızı ve örgütün ülkedeki tabanının zayıf olması söz konusu protesto çağrılarının etkisinin sınırlı olacağını göstermektedir. Örgütün yabancı devletlerle olan ilişkileri de halk nezdindeki etkisini azaltmaktadır.
*Bu çalışmada yer alan değerlendirmeler müellifine aittir; ASGAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmayabilir.
Twitter üzerinden takip etmek için: @alisahinn03
[1] “İran’da İlk Kez Yeni Tip Korona Virüsü Tespit Edildi”, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/iranda-ilk-kez-yeni-tip-koronavirus-vakasi-tespit-edildi/1738556, 01.04.2020
[2] Iranian Resistance Says Documents Prove Regime Knew Of Coronavirus Cases Weeks Before It Claims, https://www.washingtonexaminer.com/news/iranian-resistance-group-says-documents-prove-regime-knew-of-coronavirus-cases-weeks-before-it-claims, 01.04.2020
[3] Iran: CoronavirüsFatalitiesExceed 16,800 in 238 Cities, https://www.ncr-iran.org/en/ncri-statements/statement-human-rights/iran-coronavirus-fatalities-exceed-16800-in-238-cities/, 03.04.2020