Irak’ta Yönetim Krizinde Yeni Perde: Kazımi Hükümetinin Kurulması

Ekim 2019’dan bu yana kitlesel protesto gösterilere sahne olan Irak yaklaşık 6 ay siyasal istikrarsızlık ve yönetim kriziyle zorlu bir süreç geçirmiştir. Meydanları ve sokakları dolduran binlerce Iraklı genç temel olarak; zayıf ve yetersiz kamu politikaların düzeltilmesini, işsizliğin, yolsuzluğunun, yabancı devletlerin iç işlere müdahalesinin ve etnik ve kimlik temelli siyasal sistemin sona erdirilmesini talep etmişlerdir. Ancak Irak yönetimi bu talepleri görmezden gelmiş, baskı ve sindirme yöntemini tercih etmiştir. Böylelikle yüzlerce kişi ölmüş ve binlerce kişi yaralanmıştır. Ne var ki, tüm bunlar hükümetlerin istifalarının ya da başarısız hükümet kurma girişimlerinin önüne geçememiştir.
Nitekim Kasım 2019’da Başbakan Adil Abdülmehdi’nin istifa etmesiyle bugüne kadarki siyasal tıkanıklığın perdesi aralanmıştır. Bu bağlamda yeni hükümet kurma çabaları başlamıştır. Cumhurbaşkanı Berham Salih önce eski İletişim Bakanı Muhammed Tevfik Allavi’yi sonra da eski Necef Valisi Adnan Zurfi’yi hükümet kurmakla görevlendirmiş ancak parlamentoda siyasal gruplardan yeterince desteği alamadıklarından dolayı başarısız olmuşlardır. Son olarak Cumhurbaşkanı, Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı Mustafa Kazımi’ye hükümet kurma görevini vermiş ve Kazımi parlamentoda siyasi grupların gerekli desteğini almış ve güvenoyuyla hükümetini kurmuştur. Böylelikle Irak’ta yaklaşık 6 aydır süregelen siyasal tıkanıklık 6 Mayıs 2020 tarihi itibariyle son bulmuştur.
Kazımi hükümetini bekleyen temel problemler ve beklentiler
Yeni kurulan hükümet kabinesinde henüz tüm bakanlar mecliste güvenoyu almış durumda değildir. 22 kişilik yeni kabinede ancak 15 bakan güvenoyu almış ve bakanlık için önerilen 5 kişi yeterli oyu alamamıştır. Dışişleri ve Petrol bakanlıkları için aday gösterilen kimse olmadığı için oylama ertelenmiştir. Ancak boş kalan bakanlıkları için spesifik bir takvim belirlenmemiştir. Kazımi hükümetinin ülkeyi erken seçime götürmesinin öncelikli görevlerinden biri olduğu göz önüne alındığında ülkede yeniden siyasi çıkmazın yaşanmaması ve devlet kurumlarının işlevsel hale getirilmesi için parlamentonun yeniden toplanması ve siyasi grupların konsensüsüyle boş kalan bakanlıklar için seçimin yapılması önem arz etmektedir.
Irak’ta Koronavirüs salgını nedeniyle ara verilen hükümet karşıtı gösteriler Mustafa Kazımi hükümetinin oluşturulmasından 4 gün sonra yeniden alevlenmiştir. Protestocular yeni hükümette bakanlıkların liyakate göre değil, partiler arasındaki bölüşmeye göre dağıtıldığını iddia ederek meydanlara dökülmüştür. Her ne kadar ülke daha önce bu tür gösterilere sahne olsa da Kazımi’nin göstericilere ateş açan aşırı Şii milis kuvvetlerini tutuklatması ve ilk gerçekleştirilen kabine toplantısında son birkaç ayda tutuklanan protestocuların serbest bırakılmasını emretmesi karşılıklı gerginliği ve tırmanmayı azaltmaya ve uzlaşıya dönük hamleler olarak değerlendirebilir. Ancak yeni hükümetin kitlesel gösterilerin önüne geçmek için halkın temel ihtiyaçlarına cevap verebilecek efektif ekonomik politikalar belirlemesi ve kamu hizmetlerindeki aksaklıkların gidermesi daha rasyonel olacaktır.
Aralık 2019’da Çin’den başlayarak neredeyse tüm dünyayı hızla etkisi altına alan Koronavirüs salgını Kazımi hükümetini bekleyen temel sorunlardan birisidir. Son verilere göre güncel vaka sayısı 3.143 ölüm sayısı ise 115’dir. Ülkede sağlık sisteminin altyapısının yetersiz ve zayıf oluşu pandemiyle mücadele konusunda zorluklara ve aksaklıklara neden olmaktadır. Bu süreçte hükümetin salgın karşısındaki performansı ve atacağı adımlar en önemli sınanma alanlarından biri olacaktır.
Koronavirüs salgınıyla birlikte petrole olan talebin azalması ve petrol varil fiyatında ciddi düşüşler meydana gelmesi kaçınılmaz olarak bütçesinin yüzde 90’ını petrol gelirlerine dayanan petrol üreticisi Irak’ı bu süreçte eli kolu bağlı ve çaresiz durumda bırakmıştır. 2020 bütçe tasarısının da henüz belirlenmediği de düşünüldüğünde halihazırda Irak ekonomisindeki kriz derinleştirmekte ve ülke ekonomisini daha kırılgan ve dışa bağımlı hale gelmektedir. Dolayısıyla eğitim, sağlık, ulaşım, kamu hizmetleri, sosyal ve ekonomik yardımlar gibi hizmetlerin aksamasının siyasal ve sosyal huzursuzluğu ve gerginliği artırması muhtemel gözükmektedir. Bu bağlamda yeni hükümetin ekonomik temelli politikalar oluşturmasına ve çeşitli reformlar yapmasına daha çok ağırlık vermesi beklenmektedir. Kazımi’nin yönetim planı kapsamında Irak ekonomisini petrol haricinde tarım da dahil farklı sektörlerle çeşitlendirmesi ve IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlarla görüşmelerde bulunması önemli gündem maddelerinden biridir.
Çalışmanın tamamı için PDF’i indirebilirsiniz.
*Bu çalışmada yer alan değerlendirmeler müellifine aittir; ASGAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmayabilir.